DOLANDIRICILIK SUÇUNA İLİŞKİN BİLGİ NOTU
Davanın Anahtarları
TCK m.158/1-f - Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık
TCK m.168 – Etkin Pişmanlık
CMK m.135 - İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması
ÖZET
Müvekkil hakkında dolandırıcılık suçu kapsamında suç duyurusunda bulunulmasına müteakip başlatılan yargılamada, takip ettiğimiz süreç sonucunda müvekkilin beraatine karar verilen kamu davasıdır. Davaya konu suç, TCK’nın 158. Maddesinde yer alan “Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçu olup; suçun kovuşturulması, 5235 Sayılı Kanununun 12. Maddesi kapsamında Ağır Ceza Mahkemelerinin görev alanında kapsamındadır ve suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. Tarafımızca ilgili suçun maddi - manevi unsurları, Yüksek Yargı içtihatları, doktrin ve dosya kapsamında toplanılan deliller dikkatlice irdelenerek başarılı bir savunma ve yargılama süreci yürütülmüştür.
DETAY
Müvekkil, olay tarihinde 18 yaşında doğup-büyüdüğü şehir dışına üniversite öğrenimi görmek için çıkmış ve ailesinden harçlık alarak geçimini sağlayan genç bir kadındır. Müvekkil, ailesine yük olmamak adına halk arasında “sarı site” olarak bilinen bir internet sitesinde yer alan bir iş ilanına başvurmuştur. Müvekkile, e-ticaret ve dış ticaret ile ilgilendiğini iddia eden iş ilanı sahibi kişi; Çin’de yaşadığını, müşterilerine çeşitli mallar ve hizmetler sattığını, bu kapsamda müşterilerinin ödeme yapabileceği bir banka hesabına ihtiyacı olduğunu, müşteriler tarafından yapılan bu ödemelerin daha sonra yine iş ilanı sahibinin belirttiği kripto para borsası vb. alanlarda faaliyet gösteren bir şirketin hesabına mobil bankacılık üzerinden gönderilmesi gerektiğini, yapılan bu işlemden banka hesabını kullandıran kişinin %3 komisyon alacağını ve iş tanımının bu olduğunu belirtmiştir. Ek kazanç elde etmeye ihtiyacı olan ve yalnızca banka hesabına gelen paraları göndereceğini zanneden, hukuka aykırı herhangi bir şeyin yaşanabileceğini düşünemeyen müvekkil, iş teklifini kabul etmiş; iş ilanı sahibinin belirttiği şekilde banka hesabına gelen paraları kendisine belirtilen hesaba göndermeye başlamıştır. Müvekkil 4-5 gün sonra banka hesaplarına konan bloke sonucu iş ilanı sahibinin gerçek niyetini ve bu kişinin aslında dolandırıcılık suçunu işlediğini anlamıştır.
Müvekkil hakkında soruşturma başlatılmış; soruşturma kapsamında aslında iş ilanı sahibi kişinin ev eşyaları satılan bir internet sitesinde çok uygun fiyatlı ev eşyaları sattığı izlenimi yarattığı, alıcılarla yabancı uyruklu bir kişinin telefon hattı üzerinden iletişime geçtiği, alıcıların anlaşılan parayı müvekkilin hesabına gönderdiği ve müvekkilin de bu parayı başka bir hesaba aktardığı anlaşılmıştır. Akabinde müvekkil hakkında anılı suçtan iddianame hazırlanmış ve kamu davası açılmıştır. Tarafımızca, öncelikle müvekkilin başvurduğu ilana ve müvekkil ile iş sahibi arasındaki bütün Whatsapp konuşmaları dosyaya sunulmuş, yapmış olduğumuz savunmalarda ise; müvekkilin henüz 18 yaşında çok genç bir kadın olduğu, bilgi ve bilinç eksikliğinin olduğu, dolandırıcılık eylemi işlendiğini bilemeyeceği, bu kapsamda kast unsurunun oluşmadığı, zira dolandırıcılık suçunun işlenebilmesi için kast unsurunun bulunması gerekliliğinin kanunun amir hükmü olduğu, yine dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için kast unsurunun yanında hileli davranış ve uygun illiyet bağının olması gerektiği, müvekkilin suça konu ev eşyaları satılan internet sitesindeki ilanı vermediği ve alıcılarla iletişime geçmediği, bu hususların HTS ve BTK kayıtları ile kanıtlanacağı, müvekkilin istikrarlı ve samimi savunmalarının varlığı, suçu kabul etmemesine rağmen müvekkilin duyduğu üzüntü nedeniyle mağdurun zararını gidermesi, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği müvekkilin suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin dosya kapsamında bulunmadığı, müvekkilin aynı iddialardan dolayı beraat ettiği veya KYOK aldığı başka dosyalarının olduğu belirtilmiştir.
Tarafımızca tevsii tahkikat talebinde bulunulması ve bu sayede BTK ve HTS kayıtlarının talep ettiğimiz hususları kanıtlayacak doğrultuda dosyaya kazandırılması, dosyanın seyrinin değişmesi açısından oldukça büyük bir mihenk taşı olmuştur. Kazandırılan kayıtlar ile müvekkilin iddia edilen internet sitesinden ev eşyası satımına ilişkin ilanı vermediği ve alıcılar ile iletişime geçilen telefon hattını kullanmadığı, hattın kullanıldığı alanın yakınlarından bile geçmediği kanıtlanmıştır. Bu sayede müvekkilin hile ile haksız menfaat elde etmek suretiyle suçu işlemediği, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı tarafımızca ortaya konmuş; Savcılık makamı karar duruşmasında müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak yeterli kanı oluşmadığından cihetle müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi yönünde mütalaada bulunmuştur. Nitekim Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti de bu yönde kanaat oluşturarak müvekkilin beraatine karar vermiştir.
Günümüzde, özellikle internet ve sosyal medya uygulamalarının kullanımının artmasıyla birlikte bilişim sistemleri aracılığı ile işlenen suçlarda bir artış gözlenmektedir. Türkiye’de ve dünyada gelişmekte olan yeni teknolojilerin suç işlenmesinde kullanılması hususunda, maalesef bu teknolojilerin henüz herkes tarafından bilinmemesi ve benimsenememesinden kaynaklı olarak güvenlik açıkları doğmakta; müvekkilin yaşadığı mağduriyeti birçok kişi yaşamaktadır. Beklenmeyen durumlar ile karşılaşmamak için en baştan itibaren bu konularda tecrübeli ceza hukuku avukatlarından hukuki destek almanın önemi açık bir şekilde ortadadır.