TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇUNA İLİŞKİN BİLGİ NOTU
TCK m. 85- Taksirle Öldürme
CMK m. 223/2-b- Yüklenen Suçun Sanık Tarafından İşlenmediğinin Sabit Olması
İş kazası kaynaklı ölüm meydana gelmesi nedeniyle müvekkile taksirle öldürme suçunun isnat edildiği, tarafımızca yürütülen hukuki süreç sonucu müvekkilin beraatine hükmedilen yargılamaya ilişkin bilgi notudur.
Müvekkilin “müdür” sıfatıyla çalıştığı ancak hukuken işletmeyi temsile yetkili olmadığı, ortaklık payının bulunmadığı, sadece iş yerinde sigortalı çalışan olarak gözüktüğü iş yerinde, işçilerden biri forklift kullandığı sırada forkliftin yan yatması sonucu altında kalarak vefat etmiştir. Müvekkil, kaza haberini alır almaz 112 acil çağrı merkezini arayarak iş yerine gitmiştir.
Meydana gelen kaza iş kazası olduğundan, gerçekleşen ölüm adli makamlarca şüpheli ölüm kategorisinde değerlendirilmiş; vefat eden işçinin otopsisi yapılarak kaldığı baraka ve iş yeri detaylıca incelenmiş, olayla ilgili kamera kayıtları ve görgü tanığı ifadelerine başvurulmuş, iş yerine ilişkin evraklar ve kayıtlar mercek altına alınmıştır.
Müvekkil ve işletme sahibi yakalanarak gözaltına alınmış, Emniyet ifadeleri alınarak mevcutlu olarak Cumhuriyet Başsavcılığına sorgu için sevkleri gerçekleştirilmiştir. Başsavcılık şüphelilerin ifadelerini aldıktan sonra tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne sevklerini gerçekleştirmiştir. Akabinde ilgili Sulh Ceza Hakimliği, müvekkil ve işletme sahibi hakkında tutuklama kararı vermiştir.
Başsavcılık tarafından ivedi bir şekilde yürütülen soruşturma kapsamında, iş sağlığı ve güvenliği alanında uzman bilirkişiden rapor talep edilmiştir. Dosyaya kazandırılan Bilirkişi Raporunda özetle; forkliftin kullanımı bakımından gerekli olan önlemlerin müvekkil tarafından alındığı, iş sağlığı ve güvenliği konusunda müvekkilin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, işletme sahibinin ise üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusunda eksiklikleri bulunduğu tespit edilerek meydana gelen iş kazasında iş yeri sahibinin tam kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Başsavcılığın soruşturma işlemlerini tamamlaması sonucunda müvekkil ve işletme sahibine TCK m.85 uyarınca Taksirle Öldürme Suçu isnat edilerek iddianame tanzim edilmiş ve ilgili iddianame Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir.
Kovuşturma aşamasında ilk celseden itibaren tarafımızca yapılan etkili savunmalarda özetle; dinlenen tanık beyanları, dosyada mübrez işletme evrakları incelendiğinde müvekkil işletme müdürünün hukuken işletmeyi temsile yetkili olmadığı, işletmede ortaklık payının bulunmadığı, bu nedenle iş yeri çalışanı statüsünde olduğu belirtilerek müvekkilin personel özlük dosyalarını eksiksiz tuttuğu, işçilere gerekli eğitimi ve talimatları verdiği, işçilerin çalışma koşullarını sıkı bir şekilde takip ettiği, iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan riskleri değerlendirerek en aza indirilmesi için çabaladığı, acil durumlar için ilk yardım araç ve gereçlerini sağladığı, dolayısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı bakımından elinden gelen ve yetkisi kapsamında olan tüm önlemleri aldığı, iş kazası olayının gerçekleşmesinde sorumluluğunun bulunmadığı, bu bakımdan müvekkile kusur atfedilemeyeceği, sırf bilgi alma ifade tutanaklarında müvekkilden “müdür” sıfatıyla bahsedilmesinin uygun illiyet bağı oluşturmadığı, taksirle öldürme suçunun oluşabilmesi için kişinin dikkatsiz davranışları nedeniyle istemeden başka bir kimsenin ölümüne sebebiyet vermesi gerektiği, müvekkilin gösterilebilecek en yüksek seviyede dikkat ve özeni göstermesine rağmen ilgili kazayı öngöremediği, bu nedenle suçun müvekkil bakımından oluşamayacağı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda; müvekkilin iş yerinin çalışanı statüsünde olduğuna, meydana gelen iş kazası bakımından sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığına, dolayısıyla müvekkilin üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olmasından bahisle müvekkil hakkında CMK m. 223/2-b hükmü uyarınca beraat kararı verilmiştir.
Sonuç olarak; yaralanmalı veya ölümlü iş kazaları söz konusu olduğunda, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik ve ceza hukuku mevzuatlarından kaynaklanan çeşitli ağır idari ve adli yaptırımların gündeme gelmesi söz konusu olabilmektedir. İş kazası vakaları oldukça kompleks olabileceğinden ceza, iş, borçlar ve ticaret hukuku gibi alanların oldukça iyi bilinmesi gerekmekte olup; kazanın meydana geldiği iş yerine ilişkin kayıtların, kaza tutanaklarının, tanık ifadelerinin, iş yeri çalışma organizasyonun uzman ve tecrübeli avukatlarca incelenmesi, yaşanabilecek hak kayıplarını önlemek adına büyük önem arz etmektedir.